Ekim 19, 2019

yapboz-2

Yedi yaşında bir çocuğun çizdiği resme benziyorum artık. Birbirini kesen iki dağım ve onların kesişimlerinde duran sarı sıcak bir güneşim var. Birkaç bembeyaz buluta ve kocaman yemyeşil kırlara sahibim. Işıkları daima yanan evimin bacası tütüyor. Mutlu bir aile, ağaçlarımdan kırmızı elmalar topluyor neşeyle. Fakat giderken yedi yaşındaki o çocuğun mavi pastel boyasını da götürmüşsün kendinle birlikte. Tam ortamdan geçmesi gereken nehrimi çizememiş. Yokluğun duruyor orta yerimde.

Her şeyim var. Hiç anlamım yok.

Ekim 15, 2019

yapboz-1

Bazen öyle şeyler oluyor ki; tanrı bana olmayacağına dair söz vermiş gibi şaşırıyorum.
Halbuki her şey olur.
Hepsi gider, herkes ölür.

Ekim 14, 2019

Memur gibi sevmek

Ben memur gibi sevdim hep. Sen de az çok bilirsin memurluğu. Hani sabah gitmesi olur, akşam dönmesi olur. Eve dönerken illa ki arayıp sorulur "Bi' şey lazım mı?" diye. Lazım olur bazen. Söylersin ama unutulur yine. Bazen lazım olmaz. Onların düzenli, monoton ve sıkıcı olduklarını bilirsin. Bunu herkes bilir. Her gün dokuz saat boyunca ne bok yediklerini bilmezsin de bunu bilirsin mutlaka. Mesela bakarsın, saat üç. Hemen "O şimdi çalışıyordur." diye geçirirsin içinden. Başka bi' şey yapıyor olmasını beklemezsin o an ondan. Tekrar bakarsın, saat altı olmuştur artık. Bu sefer dersin ki "Eve dönüyordur şimdi." Arayıp sormana gerek yoktur. Elinle koymuş gibi, o an ne yapıyorsa bilirsin.

Ben de öyle sevdim. Sen ne vakit beni düşünsen, seni nerede ve nasıl sevdiğimi bilirdin. Hemen yanında da olsam, binlerce kilometre girmiş olsa da aramıza sabahtan başlardım seni sevmeye. Ta ki akşam uyuyana kadar. Çok fazla rüya görmezdim. Gördüğüm geceler rüyamda da severdim. Senin aklına gelirdim günün herhangi bi' saatinde. Sen bilirdin o an seni sevdiğimi. Gece yarısı uyuyamazdın bazen. Şimşekler, gök gürültüleri uyutmazlardı seni. Orospu çocukları! Senin sık sık uykuların kaçardı. "Şimdi beni görüyordur rüyasında." derdin hemen kendine. Gece çişe kalkardın mesela, ben o an da seni severdim.

Monoton, düzenli ve sıkıcı şekilde sevdim seni hep. Her maaş günü gelmiş memur gibi sevgimde bir takım patlamalar yaşanırdı zaman zaman. Mesela sana "Çok güzelsin be!" derdim bazı günler. "Seni seviyorum." derdim. Bazen çok şımarıp "Karıcığım" bile derdim sana topuklarımı kıçıma vura vura kaçmaya çalıştığım evlilik kurumuna inat.

Ve her memur gibi benim de sorumlu olduğum kurallar vardı. Mesai saatlerinde işimin başında bulunmak zorundaydım örneğin. Eğer bulunamayacaksam mutlaka benden sorumlu müdüre haber verip izin almam gerekirdi. Seni sevmekten kaytaramazdım öyle her kafama estiğinde. Ha o gün hasta olurum ya da anam, babam ölür; önce senden izin alıp sonra istirahate çekilebilirdim ancak. İzinler de sayılı tabii. Arka arkaya iki hafta sevmekten kaytarırsam kapı dışarı ederdin beni. Tazminat yok. Veda seksi falan yapamazdık. Sen gelemezdin ilgisizliğe ve sorumsuzluğa. Öyle her şeyi de giyemezdim kafama göre. Senin belirlediğin kıyafet yönetmeliğine uymak zorundaydım. Önce uyarısı, sonra kınaması derken iş kovulmaya kadar giderdi maazallah. Kesinlikle yüz kızartıcı suç işlemeyezdim. Seni asla ve asla aldatamazdım. Eğer yaparsam daha o gün götüme tekmeyi yiyeceğimi bilirdim. Üstelik tıpkı memurluktaki gibi, bi' kadını aldatıp da götüne tekmeyi yersen artık sevdiğin hiçbir kadın kabul etmez seni hayatına. Seçme şansın kalmaz. Siciline işlenir çünkü yaptıkların. Ve ben bilirim ki bu haberler kadınların arasında devlet dairelerinde olduğundan çok daha hızlı yayılırlar.

Sen de çok iyi bilirsin ki işini iyi yapan dürüst memurlar çoğu zaman sevilmezler sevgilim. Biraz yavşak olmak, çakallıklara hakim olmak gerek. Bi' şey vereceksen karşılığında bi' şey isteyeceksin ki seni el üstünde tutsunlar. İyi adamlar sonsuz sevilmezler. Onlar zaten ceptedir artık, tıpkı benim gibi. Çabaları asla görülmez de eksikleri aranır her daim ortalığı yangın yerine çevirmek için. Performans değerlendirmesi adı altında sürekli olarak gözetim altında tutulurlar. Tükenene kadar sağılmaya mahkumdurlar.

Senden önce de böyle sevdim ben. Seni sevdiğim gibi. Başka başka devletlerde tıpkı bir memur gibi yani. Denk geldiğim tüm devletlerde olduğu gibi senin devletinde de memurları sikiyorlar galiba. Memurlar hep sikilirler zaten. Alabildikleri tek şey senede birkaç öpücük zam, birkaç sevişme prim... Hepsi o işte.

Yavşak olmak lazımdı sevgilim. Ben olamadım.

en çok şunlar okundu